CHP'nin İzmir'de düzenlediği mitingde konuşan Özgür Özel, "Ey Erdoğan, sen rakiplerini hapse atarak kazanabileceğini sandın, sen gençleri zindana atarak korkutabileceğini sandın. Bu meydanda hiç korkak görüyor musun? Biz korkuyu evde bıraktık" dedi.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından CHP'nin çağrısıyla her hafta farklı bir şehirde düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi bu hafta İzmir'de gerçekleştirildi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamasına göre 2 milyon yurttaş İzmir Gündoğdu Meydanı'nda toplandı. Mitingde konuşan Özel, "Mustafa Kemal İngiliz esiri saray ahalisine nasıl bayrak açtıysa biz de bugün emperyalizme memur olmuş bir azınlık hükümetine karşı demokrasi bayrağını Gündoğdu'dan açıyoruz" dedi.
İmamoğlu'nun gözaltına alındığı günü "19 Mart darbesi" olarak nitelendiren Özel, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bir aya kalmaz ortaya belgeler dökülünce birbirlerinin, ailelerinin yüzüne bakamayacaklar" sözünü hatırlattı ve operasyonun üzerinden 60 gün geçtiğini vurgulayarak Erdoğan'a "Hiçbir iftiranı kanıtlayamadın, hepsi yalan, hepsi iftira. Kaybedeceğin için yarışmaktan korkuyorsun, iftira atıyorsun" diye seslendi.
Özel, Erdoğan'ın uluslararası bir ajans ile anlaşarak kendini küresel lider olarak tanıtmaya çalıştığını belirtti ve "Sen küresel lider değil, yerel bir diktatörsün, otokratsın, tek adamsın. Yerel diktatörler, bu milletten korksun. Rakibini hapse atan korkaklar, bu milletten korksun. Emin olun ki yenileceksiniz" diye konuştu.
Öte yandan 2023 Genel Seçimlerinde DEVA Partisi kontenjanından CHP listelerinden milletvekili seçilen ve geçen ay partisinden istifa eden Milletvekili Seda Kaya Ösen de mitingde CHP'ye katıldı. Ösen'e rozetini Özel taktı.
ÖZEL, 'ATATÜRK 1881' İSİMLİ VAPURLA ALANA GİTTİ
"Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi için İzmir'e giden Özel, miting öncesinde Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın anıt mezarını ziyaret etti.
Ardından da Bostanlı İskelesi'nden "Atatürk 1881" isimli vapurla mitingin yapılacağın Gündoğdu Meydanı'na hareket etti. Özel'e İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu ve CHP'li heyet eşlik etti.
Tugay: Yoksulların ve işsizlerin ülkesi olduk
İzmir Gündoğdu Meydanı'ndaki miting İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay, konuşma gerçekleştirdi.
Tugay şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye elbette büyük ve güçlü bir ülke ama yanlış yönetilince yoksulların ve işsizlerin ülkesi olduk. Cumhuriyet kurulduğu yıllarda idealist, vatansever yöneticileri vardı. Halk da onların etrafında kenetlenmişti. İşte bu şekilde Türkiye hızla büyümüş ve yükselmişti ama şimdi; hata üstüne hata yapıyor, acısını çiftçisiyle, emeklisiyle, öğrencisiyle, işçisiyle, memuruyla ve en önemlisi iş bulamayan gençleriyle tüm halkımız çekiyor. Gençlerimiz başka ülkelerde kendisine gelecek arıyor. Onlara 'Giderlerse gitsin' diyor birileri. İçimiz acıyor, çünkü gidenler bizim geleceğimiz. Bu yanlışlara azim ve kararlılıkla hep beraber 'dur' diyeceğiz değerli kardeşlerim ve büyüklerim. Türkiye kaybettiği her şeyi tekrar geri kazanacak. Çalışarak başaracağız. Kendimize, halkımıza, değerlerimize inanarak bunu başaracağız."
İmamoğlu'nun mektubu okundu: 'Bu yeni bir kurtuluş mücadelesidir'
Mitingde Ekrem İmamoğlu'nun mektubu okundu. Mektubuna 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlayarak başlayan İmamoğlu, "O gün, emperyalizme karşı ayağa kalkan bir millet vardı. Bugün de adaletsizliğe, eşitsizliğe, ayrımcılığa, halkı yoksulluğa mahkûm eden düzene karşı ayağa kalkan bir millet var" dedi.
İmamoğlu, "Türkiye'nin kaderini değiştirmek gözünüze zor mu görünüyor? Türkiye'nin istikbalini yeniden inşa etmek imkansız mı görünüyor?" sorularını yöneltti ve "Umutsuzluğa düştüğünüz anlarda; yorgun, kırgın ve yoksul halde vatan savunmasına kendini adayan Türk milletini hatırlayın. Ahval ve şeraitin en karanlık zamanlarında, bu topraklarda yeni güneşler doğacağına inanıp, canını dişine takan milli mücadele kahramanlarını hatırlayın" ifadelerini kullandı.
"Bu ülkenin kaderi ya değişecek ya da değişecek. Artık yeter!" diyen İmamoğlu'nun mektubunun devamında öne çıkanlar şöyle:
"Bu millet, imkanlara, kaynaklara sadece bir avuç kişinin ulaştığı, diğer herkesin ekonomik, hukuki ve toplumsal eşitsizliklere maruz kaldığı bir düzende yaşamak zorunda değildir. Bu topraklar, ayrımcılığa, kayırmacılığa mahkûm değildir. O nedenle, her meydanda 'Kurtuluş yok tek başına' diye haykırıyoruz.
Herkesin özgür, adil ve müreffeh bir hayat süreceği günlere hep birlikte mücadele ederek kavuşacağız. Güçlü, demokratik devlet anlayışıyla ekonomimizi ayağa kaldıracağız. Herkese iş, her haneye huzur, her çocuğa gelecek sunacağız. Bu sadece bir seçim mücadelesi değil, bu yeni bir kurtuluş mücadelesidir. Biz, milletin iktidarını kurmaya geliyoruz. Biz, milletiyle barışık, halkına hesap veren bir yönetimi inşa etmeye geliyoruz. Biz, yeniden eşitlik, yeniden adalet, yeniden kardeşlik için geliyoruz. Gençliğin vicdanıyla, gençliğin enerjisiyle, gençliğin cesaretiyle geliyoruz. Gençler, düşledikleri hayatı burada, kendi vatanlarında, kendi elleriyle kursunlar diye geliyoruz. Biz kazanacağız. 86 milyon vicdanlı yurtsever kazanacak. Hak yemekten korkan, ama asla hakkını yedirmeyenler kazanacak. Adalet, haysiyet ve cesaret kazanacak."
'MUSTAFA KEMAL İNGİLİZ ESİRİ SARAY AHALİSİNE NASIL BAYRAK AÇTIYSA...'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Nâzım Hikmet'in "Davet" şiirini okuyarak kürsüye çıktı.
19 Mayıs'a atıfta bulunan Özel, "106 yıl önce bugün Anadolu'nun en kara günlerinde Mustafa Kemal, bu milletin istiklal mücadelesini Samsun'dan başlattı. Biz de 19 Mart darbe girişimi sonrası demokrasi ve özgürlük mücadelemizi ilk Samsun'dan başlatmıştık. O gün de Türk milletinin özgürlüğü tehdit altındaydı, bugün de öyle. O gün de iktidarda olanlar şahsi menfaat peşindeydi, bugün de öyle. O gün de küresel güçlerin himayesinde milleti perişan etmekte bir sakınca görmüyorlardı, bugün de öyle. Mustafa Kemal İngiliz esiri saray ahalisine nasıl bayrak açtıysa biz de bugün emperyalizme memur olmuş bir azınlık hükümetine karşı demokrasi bayrağını Gündoğdu'dan açıyoruz. Mustafa Kemal millete güvendi, millet de ona yoldaş oldu ve o mücadele Lozan Antlaşması ile taçlandı. İşte CHP Sevr'i yırtıp atanların, Lozan'ı yapanların, yedi düvele bu ülkenin tapu senedini kabul ettirenlerin partisidir. Lozan bu milletin hiçbir güce boyun eğmeyeceğinin en temel belgesidir" ifadelerini kullandı.
Tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş ve Ümit Özdağ'ın hepsine birden özgürlük talep edebilmenin demokratların gösterebileceği bir "cesaret" olduğunu savunan Özel, "İşte bu meydanlardan yükselen bu ses varsa otokratlar korkar, diktatörler korkar. Çünkü bilirler ki demokratlar birdir, birliktedir, hedefleri hep birlikte olmaktır, hedefleri zulmü, esareti bitirmek, özgürlüğü getirmektir. Türkiye'nin cesur yürekli demokratlarına; sosyal demokratlara, muhafazakar demokratlara, milliyetçi demokratlara, liberal demokratlara, sosyalist demokratlara, Kürt demokratlara; Türkiye'nin bütün demokratlarına selam olsun, helal olsun" diye konuştu.
ERDOĞAN'A SESLENDİ: 'GÜNDOĞDU MEYDANI'NI GÖRÜYOR MUSUN?'
Sözlerine "Bu ülkeyi sandık olmadan yönetmek isteyenlere karşı demokrasiyi kurup sandıkta yarışmak için bir aradayız" ifadeleriyle devam Özel, "19 Mayıs'ta başlayan mücadele bir halk hareketidir. 19 Mart darbesine karşı direniş de bir halk hareketidir. Bilinsin ki bu topraklar celladına dua eden kulların değil, zalime diz çökmeyen özgür milletin topraklarıdır" dedi.
Özel, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek şöyle konuştu:
"Ey Erdoğan, Gündoğdu Meydanı'nı görüyor musun? Sen rakiplerini hapse atarak kazanabileceğini sandın. Sen gençleri zindana atarak korkutabileceğini sandın. Bu meydanda hiç korkan görüyor musun? Biz korkuyu evde bıraktık çünkü bu Cumhuriyet'i kuranlar korkmadılar, korkmayanlar kurdu Cumhuriyet'i, korkmayanlar koruyor. Biz de korkmuyoruz, senin zulmüne teslim olmuyoruz."
İzmir'in "CHP'nin kalesi" değil, "Cumhuriyetin kalesi" olduğunu söyleyen Özel, "Şehirleri birilerinin kalesi görenlere sesleniyoruz, Cumhuriyet'in kalesinden, milletin kalesinden sesleniyoruz; Kale siyaseti, kutuplaşma siyaseti, karşısını şeytanlaştırma, kavgadan medet umma siyaseti bitmiştir, kaleler bitmiştir. Kaleler milletindir, Cumhuriyet'indir. Tüm kalelerimiz, bu milletin istikbaline feda olsun" diye konuştu.
'BUGÜNKÜ MÜCADELENİN MEŞALESİNİ DE GENÇLER TAŞIYOR'
"Türkiye'de özgürlük mücadelesinin meşalesini hep gençler yaktı" diyen Özel, şöyle konuştu:
"İstanbul işgali olduğunda ilk eylemler, ilk mitingler Darülfünun'da, İstanbul Üniversitesi'nin önünde, İstanbul Üniversitesi'nin öğrencileriyle başladı. Reformları savunanlar Genç Osmanlılar'dı, Meşrutiyet'i ilan edenler Jöntürkler'di, Kurtuluş Savaşı'nı veren 38 yaşında Samsun'a çıkan Mustafa Kemal gibi boynunda idam fermanıyla yola koyulanlardı, emperyalizme karşı duran gencecik Denizler ve arkadaşlarıydı. O mücadele halen devam ediyor.
Nasıl ki 106 yıl önce başlayan mücadelenin meşalesini gençler taşıdıysa bugünkü mücadelenin meşalesini de gençler taşıyor. Bugün Berkayların, Esilaların, Tahaların, Muhammetlerin, Esmaların elinde; Namık Kemallerin, Hasan Tahsinlerin, Deniz Gezmişlerin, Ali İsmail Korkmazların hürriyet meşalesi vardır. O gün Namık Kemaller, Hasan Tahsinler o hürriyet meşalesini taşımalardı bugün Cumhuriyet yoktu. Yine o gençler Saraçhane'de meydanlara akıp, yüz binler, milyonlar olup o özgürlük meşalesini, hürriyet meşalesini almasalardı bugün İstanbul Büyükşehir'de kayyım vardı, Atatürk'ün partisinin başında kayyım vardı. Korkmayan, sinmeyen, hapse atılsa da susmayan o gençlerin hepsinin alnından öpüyoruz.
Burası Türkiye Cumhuriyeti'dir. Burada gençler itaatkar değil; cüretkar olurlar, cesaretli olurlar. Eğer geçmişte cüret etmeselerdi, cesaret göstermeselerdi 15 Mayıs günü İzmir işgal olurken 'Sen başla, gerisini getiren çıkar' deyip ilk kurşunu sıkmalardı, esaret altındaydık. 19 Mart darbesine karşı, 23 Mart günü büyük devrimi yapmak üzere 15,5 milyon insanın meydanlardan koşması, oy kullanmaya gitmesi, tarihin akışını değiştirmesi, 19 Mart gecesi her yaştan gençlerin ama en çok da üniversiteli gençlerin verdiği cesaretledir."
'SEN KÜRESEL LİDER DEĞİL, YEREL BİR DİKTATÖRSÜN'
Özel, Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası bir ajans ile anlaşarak kendini küresel lider olarak tanıtmaya çalıştığını belirtti ve "Sen küresel lider değil, yerel bir diktatörsün, otokratsın, tek adamsın. Yerel diktatörler, bu milletten korksun. Rakibini hapse atan korkaklar, bu milletten korksun. Emin olun ki yenileceksiniz" diye konuştu.
Özgür Özel, "19 Mart Erdoğan'ın seçimi çoktan kaybettiğinin kendince itirafıdır" dedi ve şöyle konuştu:
"Sayın Erdoğan karşısına mertçe çıkan, daha önce onun adaylarını dört kez yenen, 'Ben bu ülkeyi senden daha iyi yönetirim, biz bu ülkeyi sizden daha iyi yönetiriz' diyen rakibiyle baş edemeyince onu hapse atmıştır. Türkiye'de yaşanan 19 Mart darbesinin karargahı saraydır, Beştepe'dir. Silahı yargıdır. Bu silahın mühimmatı, bu silahın kurşunu yalandır, iftiradır. Darbeciler bu kez kamuflajla değil, cübbeyle gelmiştir. Çünkü Erdoğan, İmamoğlu ile sandıkta yarışmaktan korkmuştur."
Özel'in "Bu Erdoğan zaman zaman grup toplantılarında, zaman zaman bazı mitinglerde kurmaca videolarla milleti kandırmaya çalışıyor ya biz onun gibi yapmayalım. Biz size, millete, İzmir'den onu ve yalanlarını izletelim. Bir görün bakalım geçmişte ne demiş ne olmuş? Biz izleyin bakalım bu Erdoğan'a inanılacak bir taraf var mıymış yok muymuş?" sözlerinin ardından Erdoğan'ın konuşmalarının yer aldığı video izletildi. Videonun izletilmesinin ardından Özel konuşmasına şöyle devam etti:
"19 Mayıs 2025, 19 Mart darbesinden 60 gün sonra Tayyip Erdoğan'a, 'Bir aya kalmaz ortaya belgeler dökülünce birbirlerinin, ailelerinin yüzüne bakamayacaklar' diyen Erdoğan'a Gündoğdu Meydanı'ndan sesleniyorum. Hiçbir iftiranı kanıtlayamadın, hepsi yalan, hepsi iftira. Kaybedeceğin için yarışmaktan korkuyorsun, iftira atıyorsun. Ey Erdoğan, 'ahtapot' diyorsun, 'suç örgütü' diyorsun, kul hakkına girmekten çekinmiyorsun. O zaman sana İzmir'den, bu meydandan meydan okuyoruz, gel bu yargılamayı TRT'den canlı yayınlayalım.
Erdoğan bir savcıya çok güveniyordu ama boşa düştü. Dosya bomboş, kanıt yok. Buradan sana sesleniyorum, darbeden dön, demokrasiye dön, çok güveniyorsan yargılamaları TRT'den yap. İktidar bugün Silivri'yi ve diğer hapishaneleri muhaliflerin hapsedildiği toplama kamplarına dönüştürmüştür. Hitler'in Stadelheim Hapishanesi, Esad'ın Sedneyası neyse Erdoğan'ın da Silivri'si odur, muhalifler için birer toplama kampıdır. O hapishaneleri rakiplerin atıldığı bir kuyu olarak görenler bilsin ki biz o kuyulardan Yusuflar gibi çıkacağız."