Manş'ın iki yakası bir araya gelirken Trump'ın gölgesi oluştu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un bu hafta İngiltere'de resmi törenle ağırlanacak olması, Londra ve Paris arasındaki ilişkilerin Brexit yıllarından sonra yeniden ısındığını simgeliyor. 2008'deki Nicholas Sarkozy ziyaretinden bu yana gelen ilk kapsamlı resmi ziyarette yeni anlaşmalara da varılması bekleniyor. Ancak kulis bilgilerine göre ikilinin arasında fikir ayrılıkları başladı bile. Özellikle de bu görüş ayrılığında ABD Başkanı Donald Trump'ın adı geçiyor...

Fransa Cumhurbaşkanı'nın bu hafta Britanya'ya yapacağı ziyaret, 2008'deki Nicholas Sarkozy ziyaretinden bu yana bir Fransız lidere tanınan ilk tam kapsamlı devlet ziyareti olacak, iki ülke arasında yıllardır süren gerginliğin ardından gelen önemli bir dostluk göstergesi.

Başbakanlık koltuğuna Keir Starmer'ın oturmasından bu yana iki lider birbirine ısındı. Starmer, Birleşik Krallık ile Fransa ve daha geniş anlamda Avrupa Birliği arasındaki uzun süredir devam eden gerilimleri azaltmaya çalışıyor.

KRAL CHARLES'IN MİSAFİRİ OLACAK

Bu hafta gerçekleşecek buluşmalarında, savunma alanında daha yakın iş birliği, Manş Denizi'nden geçen göç akışlarını durdurmaya yönelik yeni bir anlaşma ve nükleer iş birliğinde ilerleme bekleniyor. Ayrıca Macron ve eşi, Kral Charles'ın Windsor Kalesi'ndeki misafiri olacak.

Ancak sıcak karşılama ve tokalaşmaların ötesinde, Kanal ötesi dostlukta ince çatlaklar belirmeye başladı.

Londra ve Paris, şimdiye kadar Ukrayna barış görüşmeleri için Donald Trump'ı masada tutmak konusunda yakın iş birliği yürüttü. Ancak ilerleme sağlanamaması üzerine, İngiliz ve Fransız yetkililer birbirlerinin Trump'a yaklaşım biçimleri hakkında memnuniyetsizliklerini dile getirmeye başladı.

Bir İngiliz eski üst düzey diplomat, isminin gizli kalması kaydıyla şunları söyledi: "10 Numara'nın (Başbakanlık) zorlu konuşmaları özelde yürütmeye yönelik açık bir taktik kararı oldu. Bu, Macron'un tarzı değil."

'UTANÇ VERİCİ AMA GEREKLİ'

İngiltere'nin eski Fransa Büyükelçisi Peter Ricketts, "Genel tabloya baktığımızda, Boris Johnson ve Liz Truss döneminin zor günlerine kıyasla ilişkiler büyük ölçüde iyileşti" dedi.

Ancak yine de, iki lider arasında zaman zaman "gerginlik yaşandığını" da kabul etti.

Fransa'nın eski diplomatlarından ve danışmanlık şirketi Flint Global'in yöneticisi François-Joseph Schichan, Macron'un Trump'ın egosunu okşamak konusunda "bazı hamleler yaptığını ama bizim kadar ileri gitmediğini" belirtti. Starmer'ın Trump'la ilişkisindeki yumuşak yaklaşımı ise "utanç verici ama gerekli" olarak tanımlandı.

Trump'ı Ukrayna barış görüşmelerine dahil tutma çabasında Londra ve Paris bugüne kadar koordineli hareket etti.

Ancak Macron, Trump'a karşı daha doğrudan tavır almaya da istekli oldu. Örneğin, Grönland'a yaptığı bir dayanışma ziyaretinde ya da G7 zirvesinde Trump'ın erken ayrılmasını İsrail-İran arasında bir ateşkes sağlama çabasına bağlayarak onu kamuoyu önünde küçümseyebildi. Buna karşın, Starmer ile Trump kamuoyunda daima gülümseyerek poz verdi.

TİCARET SAVAŞLARINA TEPKİLERİ

Habere göre özellikle Macron'un, Starmer ile Trump arasında yapılan ve İngiliz ürünlerine uygulanan Amerikan tarifelerini hafifletmeyi amaçlayan anlaşmadan rahatsız olduğu düşünülüyor. Fransa hala AB'ye yönelik uygulanan bu cezai tarifelere maruz kalıyor.

Schichan, "İngiltere-ABD anlaşmasına dair hala müzakere edilmesi gereken ayrıntılar var" diyerek, "Macron'un Starmer'a Trump'ın tüm taleplerini kabul etmemesi ve Avrupa olarak birlik içinde bir tavır sergilemesi yönünde baskı yapmasını bekliyorum" dedi. Bu arada, ABD tarifelerindeki 90 günlük askıya alma süresi çarşamba günü sona eriyor.

Macron'un partisi Rönesans'tan bir yetkili ise daha da ileri giderek, "İngilizlerin ABD ile bir anlaşma yapmak uğruna ruhlarını satmaya hazır oldukları izlenimi verdiklerini" ve bu durumun Avrupalıların İngilizlerin samimi olmadıkları kanaatine varmasına neden olduğunu savundu.

Bir İngiliz diplomat ise bu iddiaya yalnızca büyük bir "göz devirme" emojisiyle yanıt verdi.

ARKA PLANDAKİ DİĞER ÇATLAKLAR

Bunun dışında, hala çözülmemiş bazı sorunlar var: İngiltere-AB ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi sürecinde Fransızların elde ettiği balıkçılık anlaşması, ya da Manş Denizi'nden yapılan yasadışı geçişler konusundaki farklı yaklaşımlar. İngiliz hükümeti Fransa'dan daha sert önlemler almasını talep ederken, Paris bu konuyu sadece ikili değil, tüm AB'yi ilgilendiren bir mesele olarak görüyor.

Bu gerilimlerin Macron'un ziyaretinin süresi boyunca Anglo-Fransız dostluğu havasında gölgede kalması bekleniyor. Her iki taraftan yetkililer, iki liderin gerçekten samimi bir ilişki kurduğunu belirtiyor.

Macron'a yakın aynı akademisyenin de dediği gibi: "Tarzları farklı ama kafa yapıları benzer. Bu açıdan birbirlerine ihtiyaçları var."