AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, 2026 yılı bütçesine ilişkin, "İnşallah bu bütçe, istikrar ve refah bütçesi olacaktır." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
CHP Grubu adına söz alan Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 2026 yılı bütçesini eleştirerek, bütçe açığının 25 yıldır değişmediğini öne sürdü.
Kişi başı milli gelirin gerçeği yansıtmadığını, asgari ücretin artık ortalama gelire dönüştüğünü, bütçede vatandaş odaklı sosyal harcamaların yıllardır artmadığını söyleyen Ağbaba, yaşanılan sorunların nedeninin "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" olduğunu iddia etti.
Profesyonel futbol liglerinde hakemlerin bahis oyunlarına iştirak ettiklerine dair iddialara ilişkin yürütülen soruşturmayı anımsatan Ağbaba, Türkiye'de kurumlara güvenin kalmadığını savundu.
Gelir adaletsizliğinin toplumun her kademesinde hissedildiğini söyleyen Ağbaba, "Eskiden işsiz, asgari ücretli, emekli yoksuldu, şimdi avukat, mühendis, öğretim üyesi de yoksul. Bu düzeni siz yarattınız." ifadesini kullandı.
Ağbaba, bütçedeki faiz giderlerini eleştirerek, "2024'te 1 trilyon 270 milyar lira faiz ödemişken bu rakam 2025'te 2 trilyon 53 milyar, 2026'da da 2 trilyon 742 milyar lira yani memleket hep beraber faizciye çalışıyor. Bu bütçenin yüzde 15'i faize gidiyor." diye konuştu.
Ülkenin en büyük sorunlarından birinin vergi adaletsizliği olduğunu iddia eden Ağbaba, "Bir taraftan insanlar ciplere binerken milyon dolarlık evlerde otururken diğer taraftan millet ekmeğe muhtaç durumda. 2026 bütçesinde vergi gelirleri 13 trilyon 783 milyar lira. Doğrudan vergiler 3 trilyon 517 milyar, kurumlar vergisi 1 trilyon 613 milyar lira. İşçiler, memurlar, esnaflar yani gelir vergisi ödeyen kesim, şirketlerin 3 katı vergi ödüyor." sözlerini sarf etti.
Kamu harcamalarını eleştiren Ağbaba, Almanya'da 29 bin, Japonya'da 8 bin makam aracı bulunduğunu, Türkiye'de ise yaklaşık 130 bin makam aracının kullanıldığını öne sürdü.
Ağbaba, CHP'li belediyelere yönelik soruşturmaları da eleştirdi.
- "86 milyona haksızlıkta ısrar ediliyor"
DEM Parti Grubu adına söz alan Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, milyonların gözü ve kulağının bütçede olduğunu ancak kadınların, gençlerin, işçilerin, emekçilerin söz ve taleplerinin bütçeye yansımadığını gördüklerini belirtti.
Bütçede savunmaya öncelik veren bir yaklaşım olduğunu ileri süren Doğan, şunları kaydetti:
"Barışa değil adeta savaşa hazırlanan bir bütçe tasarımıyla karşı karşıyayız. Silah harcamaları arttırılmış, savunma ve güvenliğe ayrılan pay yine büyütülmüş. Bu tarihi eşikte eskide ısrarcı olunmamalı. Böylesi kritik gelişmelerin yaşandığı bir dönemde 2025 bütçesinin neredeyse tekrarıyla karşımıza çıkmış olmanız talihsizlik olarak ifade edilemez. Bu apaçık bir siyasal tercih ve bunu yaparak yalnızca barış mücadelesi verenlere değil 86 milyona haksızlıkta da ısrar ediliyor."
Terör örgütünün Türkiye'den çekilme kararını anımsatan Doğan, "Bugüne kadar silahı araç olarak kullanan örgüt geri çekileceğini ilan etti, herhangi bir şart öne sürmeden. Hemen akabinde insansız hava araçlarıyla övünen bir iktidar gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Oysa İHA'lar SİHA'lar ile övünmek yerine emeği koruyan, demokrasiyi güçlendiren, eşitsizliği gideren bir bütçe olabilirdi." değerlendirmesinde bulundu.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ ise 2026 yılı bütçesinin katılımcı ve demokratik olmadığını, toplumun tüm kesimleri ve ilgili uzmanların görüşlerini içermediğini savundu.
Bozdağ'ın, bebek ölüm hızı ortalamalarına ilişkin görüşlerini paylaşırken, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki illeri "Kürt illeri" diye nitelendirmesi üzerine Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş uyarıda bulundu. Muş, "Konuşmanızda 'Kürt illeri' ifadesini kullandınız. Anayasanın 123. maddesi ile ilgili kanuna göre illerimizin isimleri bellidir. Ayrıca Anayasanın 3. maddesi ile 'devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün' olduğunu ifade etmek isterim." dedi.
- "Ailelere asgari gelir desteği verilmesi uygulamaya konulmalıdır"
MHP Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde denge ve denetim görevinin daha da önem kazandığını belirterek, TBMM'nin denetim görevini daha etkin yapabilmesi için kesin hesap kanun teklifi ve Sayıştay raporlarının, oluşturulacak ayrı bir komisyon tarafından görüşülmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin büyüyen, güçlenen ve yükselen bir ülke olduğunu dile getiren Kalaycı, Türkiye ekonomisinin 2025'te yüzde 3,3, 2026'da da yüzde 3,8 oranında büyümesinin öngörüldüğünü vurguladı.
Bütçede en büyük payın eğitime ayrıldığının altını çizen Kalaycı, sosyal yardım bütçesinin de 2026 yılında 917 milyar liraya yükseltildiğini aktardı.
Siyasi istikrar içinde büyük atılımların ve yapısal reformların gerçekleştirebileceği bir dönemde olduklarını belirten Kalaycı, Türkiye'nin, her alanda devam eden yapısal dönüşüm hamlesini hızlandıran, yeni yüz yılın ruhunu kavrayan milli strateji izlemesinin büyük önem arz ettiğini kaydetti.
Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu dönemde fiyat istikrarını sağlamaya dönük politikalarla birlikte başta üretim, tasarruf, vergi, harcama, gelir dağılımı, tarım, çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanı ile dijital ekonomiye ve iklim değişikliğine uyum gibi temel alanlarda yapısal reformlar mutlaka hayata geçirilmelidir. Başta emekliler, çalışanlar, küçük esnaf ve çiftçiler olmak üzere dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın alım gücünü ve refahını artıracak düzenlemeler yapılmalıdır. MHP, emeklilerin ve kamu çalışanlarının aylıklarına ocak ayında yapılacak artışta bütçe imkanları çerçevesinde ilave refah payı verilmesinin uygun olacağı görüşündedir. Ayrıca, emekli aylıkları arasında oluşan eşitsizlikleri kademeli bir şekilde giderecek düzenlemelerin yapılmasını gerekli görüyoruz."
- "Büyüdük de ne oldu?"
İYİ Parti Grubu adına söz alan Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Erhan Usta ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın bütçe sunumunda kişi başına düşen milli gelirin 17 bin dolara yükseldiğini söylediğini anımsattı.
Bu rakamı duyunca, "Allah Allah, nasıl oluyor, aynı Türkiye'de mi yaşıyoruz?" sorusunun kafalarında belirdiğine dikkati çeken Usta, "17 bin dolar ise de 'bu bir şey ifade eder mi?' sorusu da akla geliyor. Büyüdük de ne oldu? İşsizlik söylendiği kadar düşükse niye 12 milyon insan işsiz dolaşıyor? Esnaf, çiftçi, emekli kötüydü, sanayici biraz iyiydi. Şimdi sanayici de ihracatçı da feryat ediyor. Madem bu kadar iyi, 'sanayici, ihracatçı niye feryat ediyor?' diye insan düşünmeden edemiyor." görüşünü paylaştı.
Usta, Türkiye'nin toplam faktör verimliliğinde 2002 ile 2023 yılları seviyesinin aynı olduğunu anlattı.
Bu veride, Türkiye'den daha kötü seviyede olan ülkelerin olduğunu dile getiren Usta, "Bizim sıfır. Arjantin, Şili, Meksika, Brezilya gibi ülkelerde bu negatife dönmüş dolayısıyla toplam faktör verimliliği ile ilgili iddialarınıza bir miktar bakmanız gerekir diye düşünüyorum." diye konuştu.
Erhan Usta, geçmiş yıllara baktıklarında deflatörün enflasyona paralel hareket ettiğini ancak son 3 yılda bu ilişkinin koptuğunu iddia etti.
Bu ilişkinin niye koptuğuna mutlaka bakılması gerektiğini anlatan Usta, "Sadece bundan dolayı 17 bin dolar dediğiniz kişi başı gelir göçüyor." ifadesini kullandı.
- "Devlet bütçesi halkın umudunu büyütmeli"
Yeni Yol Partisi Grubu adına söz alan Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, görevlerinin, "devletin malı, milletin emaneti" bilinciyle bütçenin yönetilmesini sağlamak olduğunu vurgulayarak, "İyi bir bütçe sadece devletin kasasını değil milletin cebini de rahatlatmalıdır. Devlet bütçesi halkın umudunu büyütmeli, iktidarın hatalarını örtmemelidir." dedi.
Bütçeye ilişkin eleştirilerde bulunan Kısacık, 2026 yılı bütçesinin temelinde de vergi, harç ve cezaların bulunduğunu, ayrıca faiz harcamalarının ciddi boyuta ulaştığını savundu.
Kısacık, "Bütçemizin yüzde 14,5'u faiz. Bizleri koruyan polisi, memuru, emniyet görevlileri için İçişleri Bakanlığına sağladığımız bütçenin tam 22 katını faize veriyoruz. Bu faiz yükünü sırtımızdan atmadığımız müddetçe biz kalkınamayız. Ne emeklimiz, ne çiftçimiz, ne esnafımız, ne memurumuz bir rahat yüzü görmüyor. Bu ilk önce yapılacak şey, faiz yükünü bir an önce sırtımızdan atmaktır ama maalesef faiz yükü daha da artıyor. " değerlendirmesinde bulundu.
- "Kalıcı refah artışının bütçenin temel amacı olduğu görülmekte"
AK Parti Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Orhan Erdem, 2026 yılı bütçesinde, ülkenin refahını arttırmak ve artan refahı toplumun tüm kesimlerine adil bir biçimde dağıtma hedefinin kararlılıkla sürdürüldüğünü vurguladı.
Bütçede, mali disiplinle birlikte toplumun tamamını gözeten bir yaklaşım izlenildiğini; bütçenin yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı önceleyen, sosyal refahı artıran bir anlayışla hazırlandığını kaydeden Erdem, "İnşallah bu bütçe, istikrar ve refah bütçesi olacaktır. Küresel düzeyde ve yakın coğrafyamızda yaşanan jeopolitik gerginliklere, çatışma ve savaşlara rağmen istikrarlı görünümünü koruyan ülkemizin mevcut kazanımlarını daha da artırarak sürdürülebilir, güçlü büyüme ve kalıcı refah artışının bütçenin temel amacı olduğu görülmekte." sözlerini sarf etti.
Bir taraftan depremlerin yol açtığı hasarların giderilmesine, afet risklerinin azaltılmasına ve afetlere dayanıklı şehirlerin inşasına kaynak ayrılırken, diğer taraftan mali disiplinin kararlılıkla uygulanmaya devam edeceğini anlatan Erdem, "2026 yılı bütçesinin her zaman olduğu gibi milletimizin hiçbir ferdini geride bırakmayan, tüm vatandaşlarımızı gözeten ve koruyan bir anlayışla hazırlandığını görmekteyiz." diye konuştu.
Erdem, bütçede aslan payının yine eğitime ayrıldığını belirterek, başta engelliler, yaşlılar, ekonomik yoksunluk içerisinde bulunan çocuklar olmak üzere ihtiyaç sahibi vatandaşlar için yürütülen sosyal yardım programları için 2026 bütçesinde 917 milyar lira kaynak ayrıldığını aktardı.
Bütçedeki faiz giderlerine ilişkin eleştirileri anımsatan Erdem, şu bilgileri verdi:
"2002'de vergi gelirlerinin yüzde 86'sı faize gidiyordu. O günleri unuttuk. Bunu biz 2017'lerde yüzde 10'a indirdik, şimdilerde 14'lerde. Daha düşük olması istenmez mi? Tabii istenir. Dünyada faiz ödemesi olmayan bir ülke mi var? Amerika'nın 2023 yılını hatırlıyorum, 1 trilyon dolardı ve dünyada borçluluk oranı bugün yüzde 20'ler civarına inmiş başka bir ülke yok. Bunları görmek zorundayız."
AK Parti iktidarları döneminde gerçekleştirilen yatırımları anlatan Erdem, "Yüzlerce sayacağımız iyi gelişme var. Eksikler yok mu, kötü veriler yok mu? Bunlar da var. Bunların da iyileşmesi için hep birlikte dikkat edeceğiz." ifadesini kullandı.

