SÜREÇ KOMİSYONU ALTINCI KEZ TOPLANDI
Türkiye'den Haberler
27 Ağustos 2025 18:42

"Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda, bazı baroların başkanları görüşlerini dile getirdi.

Komisyon, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı.

Komisyonun 6'ncı toplantısının ilk oturumunda, Ankara 2 No'lu Baro Başkanı Gökhan Ağdemir, Bingöl Baro Başkanı Yusuf Ketenalp, Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, Hatay Baro Başkanı Hatay Tut ile İstanbul 2 No'lu Baro Başkanı Yasin Şamlı söz aldı.

Ankara 2 No'lu Baro Başkanı Ağdemir, Terörsüz Türkiye sürecinin güçlü bir siyasi iradeyle başladığını söyledi.

Ağdemir, PKK terör örgütünün silah bırakma noktasına geldiğini ve fesih kararını açıkladığını anımsatarak, "Bu, yalnızca siyasi bir başarı değil aynı zamanda hukuk devletinin ve Anayasal düzenin gücünün bir göstergesidir. Şiddet ve terörün olmadığı bir zeminde siyasi, sosyal, ekonomik sorunların yüksek demokratik standartlara erişilmesi gayesiyle konuşulması için makul bir zemin oluşmuştur." ifadelerini kullandı.

Terörle mücadelenin yalnızca güvenlik boyutunun olmadığını, aynı zamanda hukuki boyutunun da bulunduğuna değinen Ağdemir, "İnfaz hukuku, suçlunun yalnızca cezalandırılmasını değil, aynı zamanda topluma yeniden kazandırılmasını hedefler. Bu nedenle infaz sistemimizde yapılacak köklü düzenlemeler, toplumsal barışın sağlanmasına doğrudan katkı sunacaktır. Onarıcı adalet anlayışı, mağdurun hakkını teslim ederken failin de yeniden topluma kazandırılmasını amaçlar. Bu yaklaşım, terörün geride bıraktığı toplumsal yaraların sarılması için önemli bir adım olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Bugün tarihi bir fırsat olduğuna dikkati çeken Ağdemir, adaletle Anayasa'nın çizdiği sınırlar içinde kalarak bunun başarılabileceğini söyledi.

Bingöl Baro Başkanı Avukat Ketenalp, "Terörsüz Türkiye" hedefinin hem siyasi partilerde hem de toplum tabanında birbirinden farklı düşünen insanlardan aldığı destekten ötürü önceki benzer süreçlere nazaran umut verici olduğunu belirtti. Bugünkü sürecin aslında bu ülkenin birlik ve beraberliği, barış ve kardeşliği için atılmış büyük bir adım olduğunu söyleyen Ketenalp, "Kuşkusuz atılan bu büyük adımda temel hak ve hürriyetler ile yine komisyonun adında yer alan demokrasi en temel kısmını oluşturmaktadır." diye konuştu.

Sürecin ihtiyacı olan şeyin, köklü ve demokratik adımların toplum tabanından başlayarak tüm kesimlere yansıması ve her bireyin bunu gündelik yaşamında hissetmesi olduğunun altını çizen Ketenalp, buna yönelik önerilerini sıraladı.

Ketenalp, "Ülkemizde bulunan tüm kesimlerin sürece dahli sağlanarak demokratik ve çoğulcu bir Anayasa da yapılmalıdır." dedi.

- "Emperyalist güçlere karşı daha dirençli bir toplum inşa etmek için el ele vermeliyiz"

Diyarbakır Baro Başkanı Güleç, komisyonun çalışmalarının Türkiye'nin yakın tarihine ilişkin önemli bir hafıza oluşturacağını söyleyerek, "Ancak bu komisyonun yalnızca bir hafıza oluşturmanın ötesine geçerek aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini düşünüyoruz." sözlerini sarf etti.

PKK terör örgütünün silah bırakma kararına işaret eden Güleç, "Silah bırakma töreni, Kürt meselesinin şiddet yoluyla çözümü anlayışının terkedildiğini göstermekte ve kalıcı barışın kapısını aralamaktadır." şeklinde konuştu.

Yeni anayasanın artık bir tercih değil, tarihsel ve toplumsal bir zorunluluk olduğunu ifade eden Güleç, "Yeni bir anayasayla birlikte Seçim Yasası, Siyasi Partiler Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, İnfaz Kanunu başta olmak üzere birçok kanunda gerekli hukuki düzenlemeler yapılmalı." önerisini dile getirdi.

Hatay Baro Başkanı Tut, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında yaşanan dayanışma duygusuna dikkati çekti. Depremin ardından Hatay ve diğer afet bölgelerinde yaşanan dayanışma örneklerinin milletin birlik ve beraberlik ruhunun en somut göstergelerinden birisi olduğunu vurgulayan Tut, "Din, dil, ırk, mezhep ve siyasi görüş gözetmeksizin insanların birbirine yardım ettiği o günlerde yaşanan birliktelik, aslında bu komisyonu oluşturan değerlerin kendisidir." dedi.

Tut, Türkiye'nin yüzyıllardır farklı etnik kimliklerin, inanç ve kültürlerinin bir arada ve kardeşçe yaşadığı mozaik olduğunu, bu zenginliğin aynı zamanda Türkiye'nin en büyük gücü niteliğinde olduğunu kaydetti.

Suriye ve Filistin'de yaşanan olaylara işaret eden Tut, "Filistin'de yaşanan soykırım bizlere birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Bu nedenle iç barışımızı ve toplumsal uzlaşımızı güçlendirmek, dış tehditlere ve emperyalist güçlere karşı daha dirençli bir toplum inşa etmek için el ele vermeliyiz." diye konuştu.

Türkiye'nin yıllardır terörle mücadele ettiğini, terörün en büyük sorun olduğunu dile getiren Tut, "Bugün terörün sona erdirilmesi ve kalıcı barışın tesis edilmesi için tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz. Terörsüz bir Türkiye hayali daha yüksek bir sesle konuşuluyor. Bu nedenle atılacak adımların çok dikkatli, adil, kapsayıcı ve kararlı olması gerekir." ifadelerini kullandı.

"Anayasa'nın ilk dört maddesinin değiştirilmesine ilişkin tartışmaların toplumda bir endişeye neden olduğunu, bu konunun müzakere konusu edilmesinin toplumsal barışa hizmet etmeyeceğini" söyleyen Tut, terörle mücadelede büyük fedakarlık gösteren şehit ve gazilerin hassasiyetlerinin gözetilmesini istedi.

Komisyonun tarihi bir sorumluluk taşıdığını vurgulayan Tut, "Burada oluşturulacak ilkeler yasal zemine kavuşmazsa, toplumdaki beklenti yerini kırgınlığa bırakacaktır." sözlerini sarf etti.

- "Kamuoyu periyodik olarak süreç hakkında bilgilendirilmeli"

İstanbul 2 No'lu Baro Avukat Başkanı Şamlı, milletin ve devletin "Terörsüz Türkiye" hedefi ile "bölge ülkelerinin sınırlarını değiştirmeyi, yeni kukla devletler ihdas etmeyi, bölgedeki çatışma ve savaşları sürekli kılmayı amaçlayan kirli emperyalist planları bildiğini ve bunlara asla müsaade etmeyeceğini" ortaya koyduğunu vurguladı.

"Terörsüz Türkiye"nin başarısının yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını etkilemekle kalmayacağını belirten Şamlı, sürecin, Türkiye'nin bütün coğrafyasını etkileyeceğini, barışı, kardeşliği perçinleyecek refahı artıracağını kaydetti.

Devlet olmanın büyük bir sorumluluk gerektirdiğini ifade eden Şamlı, devletin, adaleti ve merhametiyle süreçte rol alacak ve katkı sağlayabilecek herkesi cesaretlendirmesi, gücüyle ise süreci akamete uğratacak girişimleri caydırması gerektiğini söyledi.

Şamlı, bu süreçte görev alan herkesin sorumluluk bilincinin gereği olarak her vesileyle kararlılığını ve gayretini ortaya koyması gerektiğini dile getirerek, "Terör eylemlerine katılmamış vatandaşlar hakkında mevzuat düzenlemeleri yapılıp güven artırıcı önlemler alınmalıdır. Bu noktada bir denge olarak kamu vicdanının hassasiyetleri de gözetilmelidir. Bu tür denge gerektiren konularda herkes saygılı davranmak, süreci zorlaştıracak dil ve üsluptan kaçınmak zorundadır." ifadelerini kullandı.

Bazı hususların ise zamana ve toplumun ortak kabulüne bırakılması gerektiğini belirten Şamlı, ayrıştırıcı, ötekileştirici, çatışmacı dil ve üsluptan uzak durulması gerektiğini söyledi. Şamlı, "Manipülasyonlara, tezvirata ve süreci çeşitli yöntemlerle zehirlemek isteyenlere fırsat vermemek için kamuoyu periyodik olarak süreç hakkında bilgilendirilmelidir. Kararlılık, her defasında vurgulanmalıdır. Sürecin kazanımları, yeni, sivil, hak ve özgürlükleri önceleyen bir anayasa ile taçlandırılmadır." diye konuştu.

Şamlı, İstanbul 2 No'lu Barosu olarak sürece her türlü katkıyı vermeye hazır olduklarını da ifade etti.