AB KOMİSYONUNUN "İYİ YÖNETİM İLKESİ"Nİ İHLAL ETTİĞİNE HÜKMEDİLDİ
Dünya'dan Haberler
14 Mayıs 2025 15:02

Avrupa Birliği'nin (AB) Genel Mahkemesi, AB Komisyonunun Kovid-19 aşıları temini anlaşmasına dair belgeleri kamuoyuyla paylaşmayı reddetmesinin "iyi yönetim ilkesini" ihlal ettiğine, bu durumda yükümlülüklerini yerine getirmediğine hükmetti.

AB'nin "Genel Mahkeme" olarak bilinen ilk derece mahkemesinde 2023'te New York Times gazetesinin AB Komisyonunun Kovid-19 aşılarını satın alımına ilişkin belgeleri paylaşmamasıyla ilgili açtığı dava görüldü.

Mahkemenin gerekçeli kararında, "Komisyonun, belgelere erişim başvurusunu işlerken yükümlülüklerini yerine getirmediği ve dolayısıyla ilgili Tüzük'ün 41. maddesinde belirtilen 'iyi yönetim ilkesini' ihlal ettiği sonucuna varmak uygundur." ifadesi kullanıldı.

Kararda Komisyonun talep edilen belgeleri elinde bulundurmadığına ilişkin beyanına değinilerek bunun nedenine ilişkin yeterli açıklama da yapmadığına hükmedildi.

"(Komisyon) Kovid-19 aşılarının tedariki bağlamında gönderilen karşılıklı kısa mesajların 'önemli bilgiler içermediğini' düşünmesinin nedenini de makul bir şekilde açıklayamadı." denilen kararda, bu bilgilerin saklanması gerektiği kaydedildi.

Komisyonun karara ilişkin açıklaması

Öte yandan Komisyon tarafından karara ilişkin yapılan yazılı açıklamada, Genel Mahkemenin Komisyon'un belgelere erişimle ilgili kayıt politikasını sorgulamadığı, yalnızca neden talep edilen türde belgeleri elinde bulundurmadığına dair daha ayrıntılı bir açıklama beklediği savunuldu.

Açıklamada, Komisyonun kararı detaylı inceleyeceği ve daha ayrıntılı bir açıklama sağlayacağı bildirildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Şeffaflık, Komisyon ve Başkan Ursula von der Leyen için her zaman en önemli şey olmuştur. Yükümlülüklerimizi yerine getirmek için yürürlükte olan sağlam yasal çerçeveye sıkı sıkıya uymaya devam edeceğiz. AB kurumları, sivil toplum ve çıkar temsilcileri dahil olmak üzere tüm paydaşlarla açıklığı, hesap verebilirliği ve net iletişimi sürdürmeye tamamen bağlıyız."

Von der Leyen'in itibarında derin izler bırakan süreç

2020'den itibaren Kovid-19 salgınıyla mücadelede yüksek miktarlarda aşı temin eden AB Komisyonu, bunlardan en büyüğünü Amerikan şirketi Pfizer ile yapmıştı.

Milyarlarca avroluk anlaşmaların tam bedeli ise "ticari sır" olduğu gerekçesiyle resmen açıklanmamıştı.

Aşı temin görüşmeleri sırasında AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ile Pfizer CEO'su Albert Bourla arasındaki telefon mesajlaşmaları, von der Leyen hakkında yolsuzluk iddialarına yol açtı.

AB Komisyonu, mesajların içeriğinin açıklaması için yapılan çağrıları reddetti. Bu süreçte von der Leyen hakkında "görevi ve unvanı kötüye kullanmak" gibi çeşitli suçlamalarla davalar açıldı. Zaman içerisinde hukuki sürece başka şikayetçiler de dahil oldu.

Bunlardan biri, Avrupa Parlamentosundaki Yeşiller grubuna mensup milletvekillerince açılmış, AB'nin en üst mahkemesi Adalet Divanı, 17 Temmuz 2024'te, ikinci dönemi için yapılacak güvenoyu yoklaması öncesinde von der Leyen'in şeffaf davranmadığına hükmetmişti.

AP'deki Sol Grup: Von der Leyen'in tavrı yolsuzluğa yol açıyor

Avrupa Parlamentosundaki (AP) Sol Grup, AB Genel Mahkemesinin Ursula von der Leyen başkanlığındaki AB Komisyonunun Kovid-19 aşıları temini anlaşmasına dair belgeleri kamuoyuyla paylaşmayı reddetmesinin "iyi yönetim ilkesini" ihlal ettiğine dair hükmüne ilişkin, bu eylemleri "yolsuzluk" ve "AB'nin itibarına kalıcı zarar" olarak niteledi.

Sol Grup'tan AB Genel Mahkemesinin AB Komisyonunun Kovid-19 aşıları temini anlaşmasına dair belgeleri kamuoyuyla paylaşmayı reddetmesinin "iyi yönetim ilkesini" ihlal ettiğine, bu durumda yükümlülüklerini yerine getirmediğine hükmetmesiyle ilgili yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, "Von der Leyen, Pfizer CEO'su Albert Bourla ile olan kısa mesajları kamuoyundan gizlerken, AP'deki müttefikleri de 'etik kurulu'nun kurulmasını engelliyor." ifadelerine yer verildi.

Bu tavrın "AB kurumlarının en üst mevkilerinde yolsuzluğa yol açtığının" savunulduğu açıklamada, bağımsız bir etik kurulunun derhal kurulması ve von der Leyen'in gizlilik ve tek taraflı karar alma eğilimine karşı somut önlemler alınması talep edildi.

Açıklamada Fransız milletvekili ve grubun eş başkanı Manon Aubry'nin şu sözlerine yer verildi:

"Uzun zamandır beklenen bu mahkeme kararı, Sol grubun uzun yıllardır mücadele ettiği 'AB kurumları içinde şeffaflık' için bir zaferdir. Avrupa liderlerinin tamamen belirsiz bir şekilde yasama yapmalarına izin verilmemeli ve güvenlik önlemleri alınmalıdır."

Diğer eş başkan Alman milletvekili Martin Schirdewan'ın da şu ifadeleri açıklamada yer aldı:

"New York Times'ın AB Genel Mahkemesi'ndeki davasının başarılı olması ve von der Leyen'in AB Komisyonu için bir aşağılanmadır. Ursula von der Leyen, şeffaflık eksikliği nedeniyle AB'deki demokrasiye kalıcı zarar verdi. AB'ye ve Avrupa siyasetinin güvenilirliğine daha fazla zarar gelmesini önlemek için şimdi sohbet geçmişini derhal yayınlamalıdır. Başka türlüsü sorumsuzluk olur ve Komisyon Başkanı olarak pozisyonu artık savunulamaz hale gelir. Sorumsuz eylemlerinin sonuçlarına katlanmalıdır."