“BAŞIBOZUK”, SİZİN ADINIZA İLKLERE YER VERDİĞİNİZ BİR ALBÜM. İLK REMIX VE İLK CANLI KAYIT YAYININIZ. BİZE BİRAZ BU ÇALIŞMANIN HAZIRLIK SÜRECİNDEN VE İÇERİĞİNDEN BAHSEDER MİSİNİZ ?
Kerem Kabadayı : “Başıbozuk” için, yaklaşık dört beş aydır, bir hazırlık süreci içerisindeydik. Geçtiğimiz sene yaptığımız, Eurovision şarkısı tanıtım gecesinde, minik bir konser vermiştik ve onu kaydettik. Ardından, oradan üç şarkıyı seçip, bunları canlı kayıtları ile, “Başıbozuk”a ekledik. Buna ek olarak, Eurovision için daha önceden kaydettiğimiz, “Deli” ile beraber, toplam üç şarkı da bu albüm içerisinde yer alıyor. Bunlara ek olarak sekiz adet, daha önce yayınlanmamış remix var. İşte bunların hepsi, kapak çalışması, genel görsel tasarım vs. toplamda dört–beş ayımızı aldı. Aynı zamanda Rakun Müzik’in, sıfırdan yayınlayacağı, ilk Mor ve Ötesi albümü olacak bu. O yüzden ek bir önemi var bizim için. Böyle değerli, böyle bir ilk olacak yani bizim açımızdan.
Harun Tekin : Biz bu albüm ile ilgili farklı şeyler hissediyoruz. Bu tam bir stüdyo albümü değil ama bizim şu sıralar içerisinde olduğumuz duygu durumunu da yansıtan bir tarafı var. 2008 yılı, bizim için çok değişik bir yıl oldu. Mor ve Ötesi, bu sene onbir ayrı ülkede bulundu ve yılın ilk beş, altı ayını çok yoğun bir koşturmaca ile daha sonrasını da yine konserler ile geçirirken, bir yandan da ileride yapacaklarımıza dair bir hazırlık süreci de oldu bu. İşte bu hazırlık sürecinin ara meyvelerini sizinle paylaştığımız bir albüm oluyor “Başıbozuk”. İçinde ne zamandır yapmak istediğimiz, bir sürü şeyi barındıran bir albüm. Başıbozukluğu da hem yapısından ileri geliyor, hem de yapıyor olduğumuz şeyin bizce eğlenceli bir tarafı, üretken bir başıbozukluğu ya da işte delilik hali var. Dört kişinin kafayı kırıp, yola devam ederek geldiği yerler açısından bizi heyecanlandırıyor. Bizi zaten, son zamanlarda çok heyecanlandıran şeyler, hep kendi üretimlerimiz ile ilgili. Çünkü ne zaman çıkacağını bilmediğimiz bir sonraki stüdyo albümümüz için heyecanlanmaya da şimdiden başlamış vaziyetteyiz fakat bir yandan da, işte remix albümümüz yoktu, bir canlı albümümüz yoktu, sizin duymadığınız iki şarkı daha kaydetmiştik, işte bütün bunları paylaşma şansımız oluyor. Çok mutlu olduğumuz bir iş ortaya çıktı sonuç olarak.
ALBÜMDE YER ALAN REMIXLER, REMIX DENİNCE AKLA GELEN İLK TÜRDEN DEĞİL SANIYORUM ?
Burak Güven : Albümde sekiz tane remix var. Bunların aslında iki tanesi kendi bünyemizden çıktı. Uzun yıllara dayanan bir müzikal geçmişimiz var Serkan Ökenek ile. Bizde daha önce klavye çalan, müzikal anlamda destek olan bir isimdir. Bir şarkıda ben, bir şarkıda da Kerem Kabadayı, Serkan Ökenek ile çalıştı. Bunun dışındaki altı remix de Mor ve Ötesi’nin genel müzik anlayışı ve eğilimlerinin, Rock müzikteki arayışlarının benzerini, elektronik müzikte de kısmen yansıtacak -biraz afaki oldu ama- nitelikte. Biraz daha açık konuşayım. Bu bildiğimiz manada, Club’lerde çalınan, dıptıs dıptıs denilen (Gülüşmeler...) türden farklı olarak, elektronik müziğin daha dokularına giren, daha deneysel yanını yansıtan çalışmalar. Bunları yapanlar arkadaşlarımız. İki, üç yıl önce de buna benzer denemeler olmuştu zaten, fakat gerçekten beklememiz gerekiyormuş. Elektronik müziğin gayet yaratıcı ve değişik alanlarından örnekler çıktı ortaya.
“BAŞIBOZUK” İÇİN, YAKIN ZAMANDA BİR VIDEO KLIP ÇALIŞMASI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ ?
Kerem Kabadayı : “Başıbozuk” tan öncelikli olarak, “İddia” isimli yeni bir şarkımıza klip çekmeyi planlıyoruz. Şu ana kadar yaptığımız kliplerin genel çizgisinden biraz farklı, biraz daha şeye benziyor, hatırlayanlar olacaktır, “Dünya Yalan Söylüyor”un son klibi “Uyan” a hazırladığımız klip paralelinde, daha esprili, farklı bir klip yapmayı hedefliyoruz. Zaten albüm yayınlandığında, özellikle görsel tasarımı dinleyicilerimize ulaştıktan sonra, kabaca bir fikir edinebilirler diye tahmin ediyorum, klibin hangi sularda gezinebileceği ile ilgili.
ALBÜMÜN KAPAĞI GERÇEKTEN ENTERESAN OLMUŞ. BELKİ BETİMLEYİCİ DİYEBİLİRİZ. GÖRSEL TASARIMLARINIZI HAZIRLAYAN BİR EKİP VAR MI, KAYDIN GÖRSEL TASARIMINDAN BAHSEDEBİLİR MİYİZ BİRAZ ?
Harun Tekin : Bizim bütün albümlerimizin ve bütün yaptığımız işlerin görsel içeriğinin aslında bir süpervizörü var. O da Ali Soner. Bu aslında 1995 yılından beri neredeyse böyle olageldi. Bu albümde de, daha önce “Büyük Düşler”de çalıştığımız, yaptığı bir çok işi çok beğendiğimiz Uğursal Şark ile çalıştık. Yine Ali de grubun hissiyatını temsilen oradaydı ama Uğursal da zaten bizim yakın arkadaşımız olduğu için, aslında bir mantık kurulurken çok zorlanılmayan ve hızlı işleyen bir süreç oldu diyebiliriz. Çünkü, kapak aslında hem yapması, hem de üzerinde mutabık olması zor olan bir şey. Fakat zaten üzerinde yakın kafalar çalıştığı zaman, iyi bir sonuç ortaya çıktı. Bir de daha geçen gün konuşuyorduk, albümler kapakları ile türlü bağlantılar taşıyor. Bir albümün kapağına baktığımız zaman, biz en azından kendi albümümüzün kapağına baktığımız zaman, o albümler ile ilgili çok şey hissediyoruz. Bu sefer de o his açısından da bizi mutlu eden bir durum söz konusu. Bazen öyle olur ki bir albümün yapılış sürecindeki bir takım sıkıntılar direk kapağa yansıyıverir. Bizde olmadı, gördüğünüz gibi gayet keyifliyiz. Yanlış anlaşılmasın, hiç bir zaman beğenmediğimiz bir kapak olmadı ama içinde yaşadığınız süreçler bazen sizi çok yorabiliyor ve o yorgunluk normal hayatta olduğu gibi fotoğraflara da yansıyabiliyor.
ANLADIĞIM KADARI İLE YENİ ŞARKILARINIZDAN OLUŞACAK, YENİ BİR ALBÜM İÇİN DE HAZIRLIKLARINIZI SÜRDÜRÜYORSUNUZ.
Harun Tekin : Aslında bu senenin ilk altı ayını yoğun geçirdik falan dedik ama işin komik tarafı hem yapmaktan çok keyif aldığımız hem çok şey öğrendiğimiz bir süreç oldu bu. Sonuçta biz, normalde bir buçuk saat falan sahnede kalan bir grubuz. Aradan iki buçuk üç yıl geçmiş gibi hissediyoruz. Geçtiğimiz Mayıs ayı değil de epey bir zaman olmuş gibi ve epey de duygular düşünceler, bir şeyler birikmiş hepimizde. Dolayısı ile de kendi stüdyomuz bir süredir zaten var, bu fikirlerimiz bu heyecanlarımız var, acele etmemizi gerektiren bir durum da olmadığını hissediyoruz, böyle rahat rahat hiç acele etmeden ama hiç de oyalanmadan bir yandan da, değil mi doğru olur mu böyle söylersem ?
Kerem Kabadayı : Rahat olalım ama çok da rahat olmayalım...
Harun Tekin : Ağır ağır acele ediniz demiş Cicero, yani tam o hesap öyle hazırlanmayı düşünüyoruz önümüzdeki sürece ama bu olurken, “Başıbozuk” da bizim bu süreçte nasıl kafalarda gezindiğimize dair minik işaretler taşıyor. Çok heyecanlıyız gerçekten.