ALBÜMLE BAŞLAYALIM SOHBETİMİZE... “ADIMI KALBİNE YAZ” İÇİN ÇOK RENKLİ BİR ÇALIŞMA DİYEBİLİR MİYİZ ?
Evet, albümde tabi her renkte şarkı var. Farklı kitlelere hitap eden şarkılar var. Kimisi klibi “İşim Olmaz”a çek dedi, kimisi “Kayıp”a çek dedi ama “Öp” ve “Adımı Kalbine Yaz” çok talep gördü klip açısından ve onlara çekmeye karar verdim. Zaten aslında biz stüdyoda albümü bitirme aşamasındayken bu iki şarkı çok öne çıkıyordu. Ben zaten konserlerde de buna şahit oldum. “Öp” ve “Adımı Kalbine Yaz” çok ilgi görüyor. Dolayısı ile bu iki şarkıya klip çektik.
DİLERSENİZ BU ALBÜMDE EMEĞİ GEÇEN İSİMLERİ VE ESERLERİNİ DE PAYLAŞALIM SEVENLERİNİZLE...
Tabiki... Bu albümde en başta Sezen Aksu var. Oğlu Mithat Can var, onun “Acımayacak” adında bir şarkısı var. Yıldız Tilbe’nin bir sözü var. “Kayıp” şarkısı var, Günay Çoban’ın o muhteşem sözü, benim bestelerim var, Gülşah Tütüncü var “Usta Çırak”... Tabiki Aysel Gürel var; “Sevda’nın Son Vuruşu”... Aslında bu albüm, uzun yıllardır benim söz yazarlığı ve bestecilik anlamında en renkli albümlerimden. Dolayısı ile her şarkı başka bir tatta oldu. Her şarkı başka bir keyif veriyor insanlara ve dediğim gibi herkese hitap eden şarkılar var bu albümde.
STÜDYO ÇALIŞMALARI DÖNEMİNİZE DÖNERSEK...
Ben çok titiz biriyim, çok özenle çalışıyoruz stüdyoda. Ozan Çolakoğlu benim yıllardır bu müzikal yolculuktaki dostum, duygudaşım, arkadaşım, onunla başbaşa, kafakafaya verip çok yoğun bir şekilde çalıştık ve galiba beklediğimize değdi. İnsanlar çok beğendi bu albümü, ben de mutluyum, gururluyum çünkü çok uykusuz gecelere gebe bu albüm. Çok mutluyuz yani, nihayet bu şarkılar insanlara ulaştı ve her yerden duyuyorum bütün radyolar çalıyor, sağolsunlar. Artık televizyonlarda da görmek istiyordum, o yüzden artık klip zamanı gelmiştir dedim.
GÜNLERCE ÜST ÜSTE VERDİĞİNİZ KONSERLER DOLUP TAŞTI, BUNCA DENEYİMİNİZE RAĞMEN HEYECANLANDIRDI MI SİZİ BU İLGİ ?
Konserler zaten inanılmaz, yani bu albümden sonra ben sahneden inmek istemiyorum. Çok şaşırmıştım, albümden üç, dört gün sonra, Harbiye konserlerimde bütün şarkılarımı ezbere biliyordu insanlar. Gerçekten ağzım açık kaldı. Şimdi de tam gaz devam ediyoruz konserlere. Çok talep var, yoğun istek üzerine yedinci, sekizinci Harbiye konserlerimizi yaptık. Çok heyecanlıyım. İnsanların şarkılarıma olan ilgisine ve sevgisine özellikle sahnede tanık olmak inanılmaz bir duygu, inanılmaz ve büyülü birşey oluyor sahnede. Ben de zaten kendimden geçiyorum, bana da bir haller oluyor sahnede. Ben şurada başka biriyim, orada başka biriyim.
SİZİN İÇİN, EN BÜYÜK FARKI, KONSERLERİNDE DİNLEYİCİSİNİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKIYOR OLMASI DİYORLAR.. NE DİYORSUNUZ BU SÖZLERE !
Aaa ne kadar güzel. Bakıyorum da yani bakıyorum, inceliyorum herkesi. Tabiki mümkün değil, çünkü binlerce insan var ama ben inceliyorum aslında. Tepkilerini inceliyorum. Genci, yaşlısı, kadını, çocuğu, erkeği... Onları 2 saatlik bir süre için de olsa, dertlerinden, tasalarından uzaklaştırmak benim için çok büyük bir keyif. Bunu görüyorum konserlere gelen insanlarda. Gerçekten o an unutuyorlar herşeyi, bütün zincirlerini kırıyorlar ve o anın tadını çıkarıyorlar. Benim için çok büyük bir mutluluk buna vesile olmak, ben o gece çok rahat uyuyorum. Bir nevi sarhoş oluyorum, kendime gelemiyorum. Kolay kolay uyuyamıyorum aslında sakinleşene kadar ve doyamıyorum da, yani sahnede olduğumda inmek istemiyorum. Konser gecelerinde eve gittiğimde, “bir daha, bir daha” çığlıkları hala çınlıyor oluyor kulaklarımda, muhteşem birşey.
UZUN BİR SÜREDİR, YÖNETMENİNİZLE KLİPLERİN SENARYOLARI ÜZERİNDE ÇALIŞIYORMUŞSUNUZ...
Gerçekten Nadir ile çalışmak çok keyifli oldu. Bir kere vizyonu çok çok iyi, aynı kafada olduğumuzu düşünüyorum. Aynı şeyleri düşündük. Üç aydır da klip çalışması üzerinde çalışıyoruz. Üç aydan fazla mı oldu acaba ? Dört ay oldu... Önce “Sevda’nın Son Vuruşu” ile başladık. Güzel birkaç senaryo yazıldı. (Nadir Bekar: 27 tane senaryom var, beğendirene kadar sadece 27 tane...) 27 değil ama birkaç tane... (Gülüyorlar...) Sonra zaten albüm çıktı; “Öp” ve “Adımı Kalbine Yaz” a kadar geldik. İnşallah yakında iki tane güzel kliple karşınızda olacağız. Nadir ile çalışmak çok keyifli çünkü komplekssiz bir adam, herşey bir yana herşeyi söyleyebiliyorum, paylaşabiliyoruz. Özellikle kıyafetler ile ilgili çok tartıştık. Profesyonelce bir atmosferde çalıştık. Herkes çok profesyonelce yaptı işini.
“ÖP”ÜN DETAYLARINI KONUŞALIM BİRAZ... SENARYOSUNDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ ?
“Öp” benim hayatımın bir bölümünü anlatıyor. Her gün böyle yaşayamam tabi ama çok yoğun bir günümün hikayesi. Sabah uyanıyorum, stüdyoya gidiyorum, kayıtlarım, oradan işe, ofisime gidiyorum, evraklarım, moda çekimi, dergi çekimi... Oradan stüdyoya gidiyorum. (Nadir Bekar: Bir televizyon programına katılıyorsun...) Ben onu pek yapmıyorum ama klipte yapayım bari dedim (Gülüyorlar...). Çok heyecanlı bir klip aslında, farklı farklı kılıklarda bir ben var klipte. Her bölümde farklı stilde. “Adımı Kalbine Yaz”ın klibi ile toplamda 200 kişiye yakın oyuncumuz. İnşallah seyirciler de severler.
ÇEKİMLER UZUN BİR SÜREDE TAMAMLANDI SANIYORUM... SİZ BİR SÜREDİR SETLERDESİNİZ BU İKİ KLİP İÇİN. SETLER DİYORUM, ÇÜNKÜ PEK ÇOK MEKAN KULLANDINIZ İKİ KLİP İÇİN, BİRAZ ANLATABİLİR MİSİNİZ DETAYLARINI.
Konserlerden önce başladık çekimlere. Sonra ara verdik ve konserlerden sonra devam ettik. “Adımı Kalbine Yaz”, aslında benim çok gidemediğim yerlerde çektiğimiz bir klip oldu. Eminönü, Mısır Çarşısı, Akaretler, Arnavutköy Pazarı gibi birçok yere gittik. Aslında insanlarla bütünleştiğim, hepimizin birlikte şarkı söylediği bir klip oldu. O şarkıyı herkes çok seviyor ve ben de herkesi görmek istedim, herkesin söylemesini istedim. “Öp” ise benim yoğun bir günümü anlatıyor. Çok renkli iki klip geldi. Bence çok sevecek insanlar.
STİLİNİZİN DE OLDUKÇA ÖN PLANDA OLDUĞU ÇALIŞMALAR DİYEBİLİRİZ HER İKİSİ KLİBİNİZ İÇİNDE.
Yönetmenimiz Nadir Bekar, stylingde Ceyda Balaban. Zaten konserlerde de birlikte çalışıyoruz. Ahenk içinde bir ekiple çalıştık. Herkes çok yaratıcı, çok pozitif. Ben zaten hep böyle ortamlarda çalışmayı seviyorum. Benim de verdiğim enerji öyle olduğu için, aynısı bana geri geliyor. Herkesin fikrini söyleyip, herkesin fikrini paylaşabildiği bir çekim ortamı. Bu arada hala heyecanlanıyorum şu mikrofonu elime verdiğiniz anda...
ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ RÖPORTAJINIZ İÇİN...
Ben de sizlere teşekkür ederim.