RÖPORTAJLAR

NE ZAMANDIR BİR ARADASINIZ BU ÇALIŞMALARI YÜRÜTMEK ÜZERE ?

Selim Öztürk: Yaklaşık birbuçuk iki ay oldu çalışmaya başladık ve çok aşama kaydettik. Tamamen bir fikir üzerine başladı çünkü Mirkelam’ın çok uzun bir kariyeri var bizim de öyle. Kendi aramızda konuşurken bizim menajerimiz birdenbire, bu şarkıyı Mirkelam söylese ne iyi olurdu dedi ve ondan sonra Mirkelam’ın menajeri ile görüşüldü, derken işler buraya geldi. Hep beraber buluşup birşeyler yapalım, sonra bir single yapalım derken iş bir anda üzerine birşeyler koyula koyula büyüdü ve şimdi de stüdyodayız, kayıt yapıyoruz. 

ALBÜMÜN SOUND’U DESEK ?

Selim Öztürk: Değişik bir çalışma yaptık bu sefer, herşeyi stüdyoda oluşturduk. Dışarıda evvelden yapılmış hiçbirşey kullanılmadı. Tamamen stüdyoda hep beraber o anda çıkan şeyler üzerine gittik ki bu birleşimin tamamen ortak bir ürünü üzerine gidelim. Çok güzel şeyler yakaladık. Birşeye benzetmek istemiyorum ben. Herkes dinlediği zaman kendi değerlendirmesini yapar. 

SINGLE DİYE DUYMUŞTUK İLK OLARAK ...

Burak Karataş: Albüm formatına girdi, önce sadece single’dı. Bundan sonrasına da bakacağız. Beklediğimizden çok fazla ürettik ve şu anda da karar verme aşamasındayız onların içinden, çığ gibi büyüdü vallahi biz de şaşırdık ve şu anda elemeye çalışıyoruz içlerinden bazılarını.

NASIL BİR HİS, İKİ PROFESYONEL EKİBİN BİR ARAYA GELMESİ, BİR NEVİ GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRMESİ ?

Mirkelam: Benim için çok müthiş birşey çünkü ben aslında hep bir grup solisttiydim, işin solistlik bölümünü anlatmak gerekirse. Kendi bestelerimi ve sözlerimi yazdığım için de, işte böyle bir yola girdim. Üniversite yıllarımdan beri aslında hep gruplarla şarkı söylüyorum ve hep bir eksik tarafım olduğunu hissediyorum onlar olmadan. Süheyl ile yani menajerim ile, geçtiğimiz sene konuşurken, “işte iyi bir grup olsa onlarla birlikte birşeyler üretsek” dedik. Çünkü bu işin sürprizleri olması gerekiyor. İsteyerek olması gerekiyor. Bir de biz hep felsefe olarak böyle şeylere çok dikkat ettiğimiz için, yani Batı’da olsa birtakım anlaşmalar ile bir araya geliririz, bu hiç öyle olmadan bir anda çıktı ortaya. İki şarkı ile başlamak düşünülürken yirmi şarkının çıkması biraz da ondan kaynaklanıyor. Yılların birikimlerini birbirimizle heyecanlı bir şekilde paylaştık. Benim çok hoşuma giden birşey oldu. Herkes için öyle oldu. O yüzden zaten devam ettik. Çünkü single, bir ya da iki şarkı çıkaracaktık eğer yapabilirsek oysa şimdi çok uzun ve yoğun bir dönem gözüküyor, aramızda bir şey olmaz ise kavga olmaz ise, (Gülüşüyorlar...) Müzik insanları birleştirir, en iyi şekilde, müziğin birleştirdiği en güzel yerde durduğumuzu görüyorum. O yüzden de yıllar sonra, çok mutluyum.

SİZ ÖNCEKİ ALBÜMLERİNİZDEN DE MUTLUYDUNUZ !

Önceki albümlerde mutlu olmak istiyordum (“Mutlu Olmak İstiyorum”, Mirkelam, 2007), bu albümde mutluyum. (Gülüşmeler...)

BELİRLENMİŞ BİR ÇIKIŞ ŞARKINIZ VAR MI, ALBÜMÜN OMURGASI OLUŞTU MU ?

Selim Öztürk: Şarkılar çok yeni, şu anda herşey çok çabuk geliştiği için bugüne dek bir şarkı bulalım onunla çıkalım diye düşünmedik hiç. “Aaa bu şarkı çıkış olabilir” dediklerimiz var ama belirlenmiş bir şey yok. Hep beraber albüm bittiğinde oturup konuşup bir şarkı üzerinde yoğunlaşırız ama biz şu anda bunu düşünmeden çalışıyoruz. 

BİR DE PRODÜKTÖR ARAYIŞINIZ OLMUŞ...

Selim Öztürk: Bizim albümlerimizde hepimizin ortak dileği, bir prodüktör olsun ama hani prodüktör dediğim, filmin yönetmeni gibi direktör olan bir prodüktör olsun isterdik. Aramızda konuşuyorduk ve hatta Fergan söyledi, bu müzik şu gruba ne kadar benzedi falan diye aramızda paylaşırken ben “aa ben onun prodüktörünü tanıyorum, dur bir mail atayım” dedim, derken hep beraber imkansız, olmaz diye düşündüğümüz yola doğru ilerledik. Ben mailimi attım hemen cevap geldi. “Ben de çok heyecanlandım, daha önce hiç Türkiye’de çalışmamıştım, İstanbul çok güzel bir şehir, sizin de kariyerlerinize baktım”, ben bilgi de vermiştim tabi, “onları da inceledikten sonra iki tarafı da çok beğendim ve evet bu işi yapmak istiyorum” gibi bir cevap aldım. Çok ilgilendi ve sonra bunu derinleştirdik, plak şirketimizle de konuştuk onlar da bizim arkamızda oldular çünkü o da bizim açımızdan çok önemliydi tabiki. Sonrasında ne zaman geliyorsun, hangi uçakla geliyorsun derken stüdyoya geldik. Biz de çok heyecanlıyız. Marko ile çalışıyoruz ki onun çok önemli bir kariyeri var. O da çok heyecanlı, onun için de farklı bir deneyim, belki de kendi dili haricinde müzik yapan bir grupla ilk kez çalışıyor. Tam anlatamıyorum belki ama çok keyif aldığımız bir çalışma yapıyoruz. 

EVET SİZLER PROFESYONEL EKİPLERSİNİZ AMA MÜZİK YAPARKEN BİR YÖNETMENİNİZİN OLMASI SİZLERE, YAPTIĞINIZ MÜZİĞE BİR ŞEYLER KATTI MI ?

Mirkelam: Aslında buradaki şey, evet biz hepimiz çok iyi deneyimler yaşadık ve bu deneyimleri aştık müzikal olarak. Burada (kendini gösteriyor...) bir artı varsa burada da (grubun geri kalanını göstererek...) burada da bir artı var. Biz iki tane artı yapıyoruz, dinleyicinin izleyicinin iki artılı birşeyi dinlemesini sağlıyoruz, Marko gibi özel ve deneyimli insanlarla çalışmak üçüncü bir artıyı hatta belki dördüncü bir artıyı getiriyor. E buna klip de eklenince beş oluyor, artı miktarı ne kadar artarsa seyirci ve dinleyici de ona göre güzel şeyler dinleyebiliyor. Bu konuda benim söyleyebileceklerim bunlar.