İKİ ŞARKIDAN OLUŞAN ALBÜMÜNÜZ İÇİN, ALBÜM ÖNCESİ ŞARKILAR OLDUĞUNU KONUŞMUŞTUK AMA ALBÜMÜN BU KADAR ÇABUK GELECEĞİNİ BEKLEMİYORDUK ASLINDA. OLDUKÇA YOĞUN BİR TEMPO İLE ÇALIŞIYORSUNUZ.
“Sev Diyemem” ve “Çifte Kavrulmuş” birer albüm habercisi olarak ortaya çıkmıştı hakikaten. Sonrasında ikincil bir albüm habercisi olarak bir single daha yapayım diye düşündüm. Buna beni iten şey, hem iki şarkıdan oluşan albümün gerçekten çok rağbet görmüş olması, başarılı olmuş olması, ikincisi de televizyon ile biraz fazla vakit geçiriyor olmam. Yani hem dizi de, hem de program da vakit geçiriyor olmam. Bu hayatımda vakit olarak biraz sorun yaratıyordu. Dolayısı ile yine iki parçalık ve dört track’lik bir single çalışmasının daha layıkı ile sonuçlanabileceğimi hissettim. İşler böyle yürürken, bir anda 3 parça oldu, 4 parça oldu... Geçtiğimiz Şubat ayı itibari ile dedim ki ben bunu bu kadar götürmüşken, yaza doğru ben bu albümü bitirmiş olurum. Zaten hala single’ı 2 şarkı diye almaya çekinen bir kitle var, bir albüm yayınlarım bu iki şarkıyı da içine koymuş olurum ve albümü alanlar bu iki şarkıyı da dinleme fırastı bulurlar diye düşündüm. Gözümü karartarak girdim bu işe ve neyse ki gerçekten bu kadar yoğun bir dönemde layıkı ile, benim için de çok içime sinen, tabii ki bunun böyle olmasını sağlayan bir sürü insan da var, onlardan da bahsedeceğim, son derece dolu dolu bir “Zil” albümü hazırladık.
PEKİ NASIL OLUYOR DA BÖYLE YOĞUN BİR PROGRAM İLE KOLAYCA BAŞA ÇIKIYORSUNUZ?
Tüm bu yoğunluk içerisinde her şeyin iyi olmasını sağlamak ver her şeyin iyi olmasına çalışmak gerçekten zor. Burada çok önemli bir şey var. Ekibinizi iyi kurarsanız ki kendinize bakarsanız benim de bu işi nasıl kotardığımı anlarsınız. Ekibin iyiliği başarıyı getiriyor. Beraber çalıştığım arkadaşlarımın bana en faydalı ve en doğru kararları alıyor olmaları, beni bir marka, bir ürün olarak düşünürseniz, benim adıma doğru kararlar alıp, en doğru şekilde benim hayatımı organize ediyor olmaları, benim tüm bu işlere yetişebiliyor olmamdaki en önemli etken her şeyden evvel. Bir; müzik ofisi tarafı var, orada konserlerden basına her şey organize ediliyor, ikinci olarak; yapımcı tarafı var, orada albümün oluşumu en doğru şekilde ilerlemesi sağlanıyor ve üçüncüsü; stüdyo tarafı var. Orada da güvendiğim çok önemli aranjör arkadaşlarım var, onlar ile yıllardır birlikte çalışıyoruz ve dolayısı ile benim ne istediğimi bilen ve beni o şekilde de yönlendirebilen arkadaşlar. Bütün bunlar bir araya gelince yetişebiliyorsunuz. Öbür tarafta televizyon ekipleri de oldukça profesyonel ekipler var ve kendi aralarında da başarılı bir şekilde organize oluyorlar. Neticede sağlıklı bir noktaya varıyoruz.
DİLERSENİZ ALBÜM DETAYLARINA GEÇELİM. BASIN BÜLTENİNDE OLDUKÇA KALABALIK BİR EKİP OKUDUK. SİZ HANGİ ŞARKIDAN İSTERSENİZ, ONDAN BAŞLAYABİLİRSİNİZ ANLATMAYA...
Albümü anlatmaya “Zil”den başlayayım çünkü single aşamasındayken vardı “Zil” ve albümün de çıkış şarkısı. Soner Sarıkabadayı’nın bir şarkısı. Geçen albümde Soner Sarıkabadayı ile yakaladığımız sinerjiden sonra, Soner daha bu şarkıyı bitirmeden beni aradı ve bu şarkıyı bana çok yakıştırdığını söyledi. Dinlediğimde niye yakıştırdığını anladım çünkü çok enteresan bir duruşu var şarkının pop müziği ve bu güne kadar Soner’in yaptıklarının içinde. Benim de yaptığım, pop müziğin içinde bir alternatif duruş, bir yan yol olduğu için yakıştırmış ve ben de dinlediğim zaman çok etilendim parçadan. Tam değildi parça ama tamamladıktan sonra da vuruldum. Şarkı üzerinden yol alırken, benim “Tek Aşkım” isimli parçam üzerinden çalışmaya başladık. Daha sonra yedi senedir peşinde olduğum ve bestecisine ulaşmaya çalıştığım “Yalan Dünya” ismindeki şarkının bestecisine ulaştık. Piyasaya çıkmamış bir albümün içinde olan Haydar Demir’e ait bir şarkıydı ve ben hiç bir meslek kuruluşundan ulaşamamıştım şarkıya. Haydar Demir’in Denizli’de hoca olduğunu öğrendim. Sevgili Mert Ali İçelli’nin eşi Elif Türk Müziği okuduğu için Haydar Demir’e ulaştı. Böylece “Yalan Dünya”yı da albüme aldık. Şu anda daha albüme koymadığımız, bir süre sonra sizlerle buluşacak versiyonları var şarkıların. Mesala “Zil”in bir versiyonu var, sevgili Hüsnü Şenlendirici ile yaptığımız bir versiyon. O da beni kırmadı ve çok enteresan bir versiyon yaptı. O da duruyor. Parçalar böyle artmaya başlayınca gitaristim Bülent Ay bana bir şarkı dinletti ve çok etkilendim bu parçadan. Onu da koymak istedim ve ardından albüme yöneldik.
SINGLE, ALBÜM DERKEN PEK ÇOK BESTECİ VE ARANJÖR İLE ORTAKLIK İÇİNDE ÇALIŞMIŞ OLDUNUZ.
Evet, en çok aranjör ile çalıştığım albüm bu oldu. Hepsini saymaya çalışayım; İskeder Paydaş, Genco Arı, Mert Ali İçelli, Mustafa Ceceli, Hakan Yelbiz ve Yaman, Alper Erinç ve Erkin Aslan var. Erkin Aslan aynı zamanda düzenlediği parçaların bestecisi de. Şarkının söz yazarı da benim sinema dünyasından da çok önemsediğim, çok yönlü bir sanatçı olan Macit Koper. “Masal Sevda ile Başlar”ın sözleri ona ait. Alper Erinç ile geçen albümde yakaladığımız bir “Sev Diyemem” macerası var. Gülşah Tütüncü bestelemiş Alper de aranje etmişti. Alper’in yakaladığı o çok naif eski film müzikleri soundunu çok seviyorum. “Adını Söylerdim” isimli şarkının bana ulaşması da çok enetresan, sevgili Alişan’ın bir asker arkadaşı Nezih Üçler bana ulaştı ve şarkının bana çok yakışacağını söylediler ve ben de değerlendirip hemen Alper’e götürdüm çünkü bence bu şarkı “Sev Diyemem”in devamı niteliğinde bir şarkı. “Adını Söylerdim” böylece ortaya çıktı. “Hastasıyım” adlı şarkının hikayesi ise şöyle; ben onun yarısını bitirmiştim, sevgili Merih Ermakastar ile, “ya niye biz beraber bir şey yapmıyoruz” dedik ve ben otur dedim ona. Bu gün bu parçayı seninle bitirirsek bitiririz, yosa albüme giremeyecek çünkü hakikaten son dönemleriydi albümün. Benim vaktim olmayacak bu şarkıyı tamamlayamayacağım. Sonra o bana sen karışma, ben bu şarkıyı sevgili Hakan ve Yaman ile tamamlayacağım dedi ve gitti. Bir kaç defa bir araya gelip çok enerjik ve dinamik “Hastasıyım” adlı şarkımızı hazırladık.
GELELİM “ZİL”İN KLİBİNE. DETAYLARINI ANLATABİLİR MİSİNİZ?
Klibin kamera arkası görüntüleri de zaten sizde var, Kulis’ine gelmiştiniz. Enteresan bir maç klibi oldu. Sevgili Murat ile biz daha önce “Kapış Kapış”ta çalışmıştık. Ben onun gözünü, yönetmenliğini ve insanlığını çok severim. Yine çok güven telkin eden bir şey anlattı ki anlattığı şey aslında daha çok imaj üzerine kurulu bir klipti.
NASIL İLERLEDİ PEKİ ÇALIŞMANIZ?
Bana sadece ne görmek istediğini anlattı ve gerisini bana bırak dedi. Dramatik anlamda bir bütünlüğü yok ama sanatsal anlamda ve imaj anlamında hakikaten bir bütünlüğü var. Bence enteresan, çok da bu aralar televizyonlarda göremediğimiz bir klip oldu. Hem “Zil” adlı parçamızın derinliği ve cool yapısını yansıtan bir klip oldu hem de yaz için heyecanlı ritmik enteresan bir klip oldu diye düşünüyorum.
GELELİM KONSER GÜNDEMİNİZE. YAKIN ZAMAN İÇİN HAZIRLIKLARINIZ VAR MI?
Bu yaz yoğun bir program geçecek. Özellikle eylül, ekim gibi yani Ramazan sonu öyle geçecek gibi görünüyor. Bizim temmuz ayında bir enternasyonel festivalimiz var; Bursa Festivali. Sanırım Ricky Martin’in de geldiği festival. İşte orada bir konserimiz olacak. Bakalım hangimizinki daha iyi olacak. İşin espirisi tabii elbette ki bizimki daha iyi olacaktır (Gülüyor...).
SİZE VE SİZİN HAKKINIZDA EN DOĞRU BİLGİYE ULAŞMAK İSTEYEN TAKİPÇİLERİNİZ İÇİN ÖNEREBİLECEĞİNİZ BİR PLATFORM VAR MI?
Bizi takip eden arkadaşlarım, bize en kolay Facebook’taki resmi Emre Altuğ sayfasından ulaşabilirler. Bütün bilgiler orada olacaktır. Sürekli yenilenen bir sayfa. Arkadaşlarımız konserler, röportajlar, çıkacağımız programlar vs. hakkında her türlü bilgiyi oraya anında yazıyorlar. Dolayısı ile en çok bilgi alabilecekleri yer orası olacaktır.
VAKİT AYIRDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. YAKIN ZAMANDA YENİDEN GÖRÜŞMEK DİLEĞİ İLE...
Ben de sizlere teşekkür ederim.